Üye Girişi
Şifremi Hatırlat Şifremi Hatırlat
| |
Yeni Üyelik Yeni Üyelik

Konya - BozkırKonya - Bozkır
KARABAYIRKARABAYIR
KöyüKöyü
wwwwww
.bozkirkarabayirkoyu..bozkirkarabayirkoyu.
comcom

Dernek
Dernek Logosu Dernek Logosu

Basın Bülteni Basın Bülteni



YAYLA GÖÇÜ/Mustafa ŞEN
Ana Sayfa
Ana Sayfa » KÖYÜMÜZDEN NAMELER » YAYLA GÖÇÜ
Y A Y L A    G Ö Ç Ü
              Bahar gelir erir Toroslar’ın karı; sarı çiçek nevruz açar kar eteklerinde. Bir rüzgar eser ılgıt, ılgıt; sular akar vadilerden şırıl, şırıl, obalar hasret kalmıştır misafirlerine aylardır. Sarı inek bakar yaylaya doğru, gök keçi bir başka meler bu gün, gayri davarlara dar gelir köy , nisan yerini bırakırken mayısa. Bozkırlı bir başka telaş bir başka heyecandadır. Kapılar kurulur, hurçlar hazırlanır. Erzaklar tedarik edilir, gazyağı, kandil, kibrit, tuz, kavut(1), pekmez , tencere, kap, kacak,. doldurulur heybelere torbalara göç vakti gelmiştir durmak yoktur gayri köylüye o gün.
              Şafak vakti sökün eder göç bütün köylü el birlik etmişçesine sıra sıra uzar gider yüklü merkepler, yetmiyor ki bir kısım yükü sırtına almıştır analar. Yol uzar yolcular yürür ulu bir kervan olur. Davarlar bir başka sürü , sığırlar bir başka, yola çıkılır, karlı dağlar aşılır, der
e tepe geçilir, her bir çeşmeden soğuk sular içilir, Bir türkü tutturur kervancı başı karşı bayırdan eşlik eder yolcular bunca dertler arasında “ Şu karşı yayla da göç katar katar. Bir güzelin sevdası sinemde tüter. Bu ayrılık ölümden beter. Geçti dost kervanı eylemen beni.” Yanık türkülerin sedası dağlarda yankılanırken varılır yaylaya . Bir başka devran olur.
              Yayla ıssızdır, yayla yorgun koca bir kışın yalnızlığı çekerek taşımıştır olanca karı soğu. Yinede hoş karşılar misafirlerini yayla. Bazen kış yolunu şaşırır geri gelir, kar yağar hayvanların üstüne. Yağmur yağar sel olur, rüzgar eser kar boran olur. Taş yapılı, sıvasız, içinde ateş yanan, küçük yayla evleri ulu dağ başında gariplere üç ay yuva olur. Önce gelinler gelir evler tamir olur ufak tefek yıkıklar yapılır. Ağıllar, avlular yapılır kümeler kurulur, Karamık çalısı, geven, sütlük çalı, çöğür bir başka yakacak olur. Sarı ineğin keyfi yerine gelir, Gonur (2) düvenin yine bir başka , Danalar buzağılara kucak açar düzlükler goyaklar.(3) Davarlar çobana emanettir, oğlak kuzu gütmesi çocuklara ayrı şevk olur. Çoktan alışmıştır gayri oba yeni dostlarıyla cömerttir bolca süt verir ahali doyar süte yoğurda. Issız gecelerin davetsiz misafiri vardır tepelerden kurt sesleri , çan seslerine, kaval seslerine karışır, kuşaktan kuşağa devreden bir destan olur Toroslar da.
              Her dağın eteğinden akan sular derlenir derelerden ırmaklardan geçer Göksu olur denize dolar ulu bir umman olur. Çiğdem, gözenektir yaylanın meyvesi, mor mantarlar onun gözdesi. Ne hoştur karlı pekmez yemesi, kim yerse yoka ekmek ile kaymağı sanki dünyaya sultan olur.
              Sağılır sütler dolar haranılara, (4) kazanlara. En yakın komşu değişiktir, haftalık bir o tarafa bir bu tarafa, akar akar bolluk olur bereket olur. Oba sakinleri ebelerdir. Sıkıntıyı çileyi onlar çeker torunlar eşlik eder onlara. Köyden gelinler ısmarlanır yayık için, Gelinler gelir köyden yanlarında erzakları çıkınları, Çıkınlarda kiraz, kavun elma, marul, yeşil soğanları. Dağanlar (5) çatılır yayıklar kurulur, bişekler(6) vurulur, yoğurtlar dövülür terütaze ayran olur . Çökelek, peynir, keş olur. Tuluklara dolar köye gider, yaz sıcağında bin derde derman olur. Sade yağ, karışırsa pekmeze ayrı bir şifa olur. Çıkınlar gider yayladan köye içinde batak batak (7) yoğurt olur, süt olur .
             Oyunlar oynar ağlan çocukları obada , arakesti, çelik çomak, enek, mocuk,(8) oynanır, asar dikilir nişan alınır, cıngırdak (9) kurulur, küçük yavrular için ayrı bir meydan olur. Def çalar genç kızlar kaşık sesi , davul sesine karışır. Türkü çağırır allı gelinler öbek öbek dillerinde ayrı bir ahenk.“ Sarı gelin suya gider, el oğluna çalım eder, çalım etme sarı gelin yaşın küçük aklın gider. “ Goyaklarda söylenen türküler karşı ta uzaklardan duyulur bir başka bayram olur.
             Yayla bir aşktır. Hasretliktir gurbet içinde başka bir gurbettir. Ana köyde, baba yaban elde. Ebe, çocuk yaylada. Asker oğlanlar obadan uğurlanır, Hasret türküleri yakılır arkalarından. “Asker yolu beklerim. Günümü güne eklerim sen git yarim askere de ben sılayı beklerim,“ Her gidenin ardından gözyaşı dökülür, ayrı ayrı yakımlar yakılır. Oba köye, köy şehre, şehir başka memleketlere göç verir yıllarca . Her bir göç canı canandan ayırır. Her ayrılış yeni bir hicran olur . Ayrılık türküleri dilden dile söylenir durur. Bozkırlının yıllarca.kaderi olmuştur gurbet
“Yarim İstanbul‘u mesken mi tutun. Gördün güzelleri beni unuttun derken, Almanya çıkar karşısına Bozkırlının. Artık türkülerin sözleri de değişir, bu ayrılık daha yakıcı hale gelir. “Yarim Almanya ‘yı mesken mi tuttun gördün sarı kızları beni unuttun” şekline dönüşür. “Yarim sen gideli yedi yıl oldu döktüğün fidanlar meyveye durdu” gibi ağıtlar Yüksel Özkasab ‘ın yanık sesiyle dinlenir, ”Beyaz atlı şimdi geçti buradan “ sözleriyle göz yaşı sel olur.
              Gün döner davar kalır ılkıya (10) süt sağımı bir öğün olur. Bir hayda haaaa… çeker ki çoban Mehmet bunu karşı tepeden duyan oğlak kuzu irkilir birden, koşar obaya dağ taş aşar Ilkıya vasıl olur. Kuzu sesi , koyun sesine, oğlak sesi keçi sesine karışır toz duman olur. Koyun, kuzuya ; keçi, yavrusuna kavuşur, yaratılmışlara ferman olur.
             Kısırlardan başlanır kırkılmaya, sonra sağılır koyunlar, sonra keçiler. Yünler yıkanır, çırpılır. İp, urgan , keçe , kepenek(11), kilim, heybe olur, Kıl çuval, kıl çadır dokunur. Çorap örülür, kazak örülür, genç kızlara çehiz olur.
              Kavurucu sıcaklar artar ot azalır, toprak çoraklaşır. Davar, sığır huysuzlaşır, Oba ızsızlaşır. Diken işlenir, çağşır (12) işlenir ot olur saman olur. Yayla hadi gidin gayri bende kaldığınız yeter der misafirlerine. Başından kovar adeta hayvanları ve onları sahiplerini. Köyde ot biçilmiş ekine başlanmıştır. Yer açılmıştır yayladan geleceklere.
              Alaca karanlık da yola çıkan yolcular kuşluk vakti gelirler obaya. Eşyalar derlenir hurçlar hazırlanır. Yayladan köye göç hazırlığı yapılır. Oba ile vedalaşma vakti gelmiştir artık. Sütler kestirilir, pişiler yapılır. Bir hüzün çöker obaya, Yolculuk başlar öğleden sonra, sıra sıra yükler yola revan olur. Hayvan sürüleri ile dolar taşar yayla yolları. Dağlar tepeler dereler aşılır, köye yaklaşılır. Çocuklar hediye almak için yola koşar gelenleri sevinç göz yaşlarıyla karşılar. Can canana kavuşur. Hasretlik biter bu coşkuya melekler hayran olur.

              Arpa buğday derlenir harman olur. Bolluk berekettir güz ayları düğün dernek kurulur Davul sesi zurna sesine ; kaşık sesi silah sesine karışır. Aşıklar maşukuna kurban olur. Uzun kış gecelerini gelecek baharın hülyaları süsler, yaz hatıraları hayal olur. Yayla şairin dilinde bir garip şiir, ozanın telin de bir kırık mızrap olur.

Mustafa Şen
Karabayır Köyü/Bozkır
Aralık /2006

1

Kavut

Pişmiş Tahıl unu

 7

Bişek

Yayık Dövme Aleti

2

Gonur

Kahverengi,Sarımtrak

 8

Batak

Küçük Çömlek

3

Goyak

Küçük Vadi

 9

Çağşır

Yöresel ot

4

Haranı

Küçük kazan

10

Cıngırdak

Tahtaravelli

5

Dağan

Yayık çatılan ağaç

11

Ilkı

Koyun yatırılan yer

6

Kepenek

Çobanın örtüsü

 

 

 

NOT: Bu yazı Bozkırlılar Dergisi 2007 yılı  7. sayısında yayınlanmıştır.
Sayfa Üretim süresi :0,0156






notokNOTT
nnnnotoNN
Sayfa Üretim süresi :0,2969

© 2011 bozkirkarabayirkoyu.com
Karabayır Köyü Web Portalı http://www.bozkirkarabayirkoyu.com

Tam Ekran