“Ben varım” diyen yürekli insanlar
Çarşamba günü “Abanın kadri yağmurda bilinirmiş” başlığı ile bir yazı yazmış ve Bozkır ilçesinde Karabayır, Kovanlık ve diğer köylerde taşımalı eğitim yapan öğrencilerin her sabah okullarına gitmek için servis araçlarını bekledikleri bir mevkiinin bulunduğunu bu çocuklarımızı bu alanda yağmurdan kardan güneşten tipiden koruyacak bir durak ihtiyaçları olduğunu dile getirmiştik.
Ve yazının bir yerinde de bize gelen mailin içerisindeki “Acaba bu öğrencileri soğuktan, kardan, yağmurdan ve yaban hayvanlardan koruyacak basit bir bekleme durağı yapacak, durak yapmayı düşünecek birileri var mıdır?” diye sormuştuk.
Allah dostlarımızdan razı olsun. Yazının internete konduğu gece yani gazetede yayınlanmadan önce köşemizi internetten okuyan ve o gece işi gereği İstanbul’da bulunan genç iş ve spor adamı benim gönül dostum Mustafa Baykan saat 23.11 de bizi aradı.
Mustafa abi de Allah razı için tam bir dağlıdır. Onun dünyasında hiç öyle siyaset filan yoktur. Dopa doğru bir adamdır. Selamünaleyküm, iyi akşamlar bile demeden “Efendim iyi akşamlar. Ben varım” diyordu. Mustafa abi gece yarısı ne demek istiyordu? Konuyu anlayamamıştım. Biz “Efendim abi” dedikçe o ”Ben varım” diyordu.
En nihayetinde Sayın Baykan’ın hatırlatmaları ile konuyu anlayabildik. Mustafa abi konuya açıklık getirerek “Uğur abi nereye ne durak yapılacaksa ben yaptırayım. Ama Allah seni inandırsın bizim Büyükşehir Belediyesi’nin depolarında yüzlerce sökülmüş durak vardır. Oralarda bu duraklar atıl duruyorlar. Biz Seydişehir Belediyesi ile açık hava reklamcılığı üzerine çalışma yaparken sırf benim şirketim böyle 20-25 durağı belediyeye hibe etmiştik. İsterseniz ben size İstanbul’dan da durak gönderirim. Hatta deprem konteynırlarından bile buluruz.” Diyordu.
O gün bir durak için bile olsa yazımızın İstanbul’dan ses getirmesinin mutluluğu içinde yastığa başımızı huzur içinde koyuyorduk.
Ertesi gün yani yazının gazetede yayınlandığı gün ilk arayan isim ise KTO Başkanı çok değerli büyüğüm Sayın Selçuk Öztürk aradı. Ve Sayın Başkan direk konuya girerek “Uğur abi size o maili kim göndermiş ise bize yönlendirin. Oraya durağı ben yaptıracağım” diyordu.
Allah var ya GESAŞ’ tan çıkalı daha üç dakika olmuştu. Gönül adamı Mehmet Aşçı ile Hayati Çimen abinin yanına gitmiş de bir hayır işi için yine birilerine yardımcı olmuş onlarda bizleri kırmamıştı. Bizde kendilerine teşekküre gitmiş gazeteye doğru dönüyorduk.
Kendi kendime şükrediyordum. Birileri için bunlar küçük işlerde olsa iyi şeyler için vesile olmuştuk. Ankara yolundan şehre doğru gelirken yolun en sağ şeridine geçtim.
Niyetimiz halis olursa Cenab-ı Allah’ım bizi hiç üzmüyor darda bunda bırakmıyordu.
İşte o günden bu güne birkaç gün daha geçti. Allah sizi inandırsın en az 10 dostumuz daha aradı. Oraya durağı ben yaptırayım dedi.
Allah hepsinden razı olsun.
Bizde sonuçta bize yardım elektronik postasını atan okurumuza yine sanal ortamda elektronik posta ile döndük ve durumu ilettik.