Öncelikle tüm islam aleminin ramazan-ı şeriflerini tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim.Yaz aylarında ,bu sıcaklarda oruç tutmak ne kadar zorsa,yüce yaratıcnın oruç tutan kullarına da verdiği dayanma gücü kuvveti ve sabrı da okadar fazladır.Başı rahmet,ortası mağfiret sonu cehennem den kurtuluş olan bu ayın önemini iyi kavramak gerekir.elbette bu sıcaklarda oruç tutmak zor .Benim çocukluğumda yine ramazan ayı yaz aylarına denk gelmişti.ozamanlarda ben de bütün çocuklar gibi,halk tabiri ile ( tekne )orucu tutardık.Bazen de tam gün oruç tutardık hemde ekin ,ot tarlalarında ve hele harman kaldırılırken.tabii ki şimdiki gibi biçer döverler veye patozlar yoktu.Öküzlerle saatlerce ve de günlerce sürebilirdi bu harman kaldırma işi, hele bir de buğdayı samandan ayırmak için rüzgarı bekledik mi işte o zaman tut sen orucunu tutabilirsen.Harman kaldırılır sıcak, toz duman, oruç evlerde su yok ozamanlar için.....harmanı kaldırıp tozdan kurtyulmak için kendimizi bahçelerde ki sulama havutlarına (köyce) atardık serinlemek ve yıkanmak için...yaz sıcaklığın da gün boyu oruç tutardık akşam üstü de ,iftara yakın saatlerde büyüklerimizin gönlünü vede duasını almak için ayrı bir telaş başlardı bizim için...SOĞUK SU DOLDURMA savaşı....az önce söylediğim gibi evlerde su yoktu..bizlerde köyümüzün ana kaynak suyu olan pınarbaşının başından ,gözünden su doldurabilmak için o zamanlarda yine, köyümüzün en önemli köy içi ulaşım aracı olan eşeklere atardık heybemizi, heybenin içine koyardık güğümleri geçerdik direksiyona koştura koştura pınarın gözüne gider suyumuzu alıp dönerdik.Hepimizin derdi evde bizden soğuk su bekleyen büyüklerimize en soğuk suyu yetiştirebilmekti.(hele birde benim babam gibi en soğuk suyu isteyenler için) tabiiki sadece pınarbaşında olmazdı bu telaş...döşekte tarpıcıların havutun da da benzer teleşlar olurdu..ama hepsi tatlı ,coşkulu ve de çocuksu koşuşturmalardı...
yine çocukluğumun ramazanlarında köyümüzde var olan bir başka gelenekte tatlı bir anı olarak kaldı dimaglarımızda..akşam ezanı iftar vaktinde camiye toplanırdık herkes evinde yapılan pasta börek çörek kısacası iftarlık birşeyler alır camiye gelirdi...hoca efendi ezanı okuduktan sonra önce iftarımızı açardık gelen iftarlıklarla..farklı evlerden gelen farklı tatları tadardık..tadı damaklarımız da o günlerin ve o iftarlıkların...son yıllarda çok nadirde olsa ramazan da bir kaç gün köyde oruç tutma imkanı oldu ..ne eski çocuklar var camiye koşan nede eski iftarlıklar var camiye gelen..bir çok geleneklerde olduğu gibi bu geleneğimizde maalesef yok olmuş..
küçücük köyde ramazan davulcusu olurdu komşuları sahura kaldırmak için...davulu da büyük bir yağ tenekesi ...ama çıkardığı ses o şirin köyümde sanki bir orkestradan çıkan ses gibiydi...Ben çocukluğumun ramazanını,iftarlıklarını,soğuk sularını,ekinini otunu,davulcusunu özledim..sahilin dalgaları özlediği gibi...bülbülün güle hasreti gibi...herkese hayırlı ramazanlar..
Ahmet AYDIN 23/07/2012 ISPARTA