Üye Girişi
Şifremi Hatırlat Şifremi Hatırlat
| |
Yeni Üyelik Yeni Üyelik

Konya - BozkırKonya - Bozkır
KARABAYIRKARABAYIR
KöyüKöyü
wwwwww
.bozkirkarabayirkoyu..bozkirkarabayirkoyu.
comcom

Dernek
Dernek Logosu Dernek Logosu

Basın Bülteni Basın Bülteni



KÖYDEN GÖÇ


defa gösterilmiştir

KÖYDEN  GÖÇ

Yıllar önce ?
Bir ekim sabahı?

Hava yağmurlu, gözlerim yaşlıydı?
Daha dün gibi aklımda köyden ayrılışımız.
Bu ayrılışın adı köyden  göçmekti.
Bu göç benim için ağlayıp üzülmekti.
O zaman daha  sekiz yaşındaydım.
Ama yine de bir çok şeyin farkındaydım.
Yüreğime öyle bir acı dindi ki;
Ç
ekilip bağımıza  hıçkıra hıçkıra ağladım, ağladım.
Evimiz  boşalmış  eşyalar  harmana yığılıyordu.
Evimizin halini  görünce sanki gök  başıma  yıkılmıştı.
Kendimi derin bir boşlukta buldum.
Evimizin lambaları akşamları yanmayacak,
Bacası bir daha tütmeyecekti.
Yıllardır insanları ?gel gel!? diye çağıran kapımız açılmayacaktı.

Bundan böyle Koca Oluktan testi doldurmayacak; Büyük Pınar?dan su kesmeyecek; Pınar Başında buğday yıkamayacak; Soğuk Oluktan su içemeyecektik. Dağlardan esen rüzgarın sesini duyamayacak, yaylada çiğdemleri koklamayacaktık. Yedi nesil ecdadıma  mekan olmuş bu hanemiz, bunu da mı  görecekti? Bunları  düşünmek yüreğimi dağladı.
Göz  yaşları içinde melül mahzun  kısık bir sesle:
?Baba  nereye gidiyoruz yolculuk nereye?? diye sordum.
?Şehre oğlum,  şehre gidiyoruz.  Orada daha çok para kazanacağız,
 zengin olacağız, daha çok mutlu olacağız?
 diyordu babam.
?Bu toprak,  bu diyar bizi beslemez gayri oğlum,  beslemez??

Şöyle ufuklara bakarak düşüncelere daldım.  Buğulu gözlerle süzdüm  kara bulutları. Hemen aklıma beli bükülmüş dedem, ihtiyar ebem geldi. Onlar aç ve susuz değillerdi. Ondan öncekiler, ondan öncekiler. Hepsi ama hepsi belki fakirdiler ama ne aç nede susuzdular. Ve onlar bu dağ köyünde öyle mutlu, öyle bahtiyar insanlar yetiştirdiler ki, o insanlar cihana nam saldılar.

Bizler de bu küçük köyde imkansızlıklar içinde büyüdük, ama alnımız açık, başımız dik mutlu ve yarınlarından umutlu idik. Akşamları dostlara gider, konu komşu yemekler yerdik. Akrabalarımız gelir sohbetler ederdik.  Sevinçlerimiz bir, kederlerimiz birdi bizim. Sıra ile hayvanlarımızı güder, sıra ile bahçelerimizi sulardık. Bu mutluluk bizim için zenginlikten daha kıymetli idi.
          İlçe Merkezinden bir Ford kamyon geldi. Kamyon evimize 50 metre uzaklıkta bir yerde durdu. Eşyalar  hızlı hızlı kamyona kondu. Köyün  kadınları, kızları evi topluyor, genç erkekleri de  kamyonu yerleştiriyorlardı. Ön tarafa büyük sandıklar arkaya odunlar onların üstüne yataklar ve diğer hurçlar yerleştirildi. En arkaya ?Cığalı? adındaki ineğimiz ve ?Kınalı? isimli buzağısı yerleştirildi. Kamyona binen Cığalı adeta ben buradan gitmem dercesine acayip sesler çıkarıyor, derin derin  kalabalıklara bakıyordu. Davarlarımızı aylar öncesinden komşu köyden gelen cambazlara satmıştık. Kır eşeğimizi Musa Dayı?ya,  Karabaş isimli köpeğimizi  Havva Abla?ya bırakmıştık. Tavuklarımızı da tel bir kafes içine koyarak kamyonun bir köşesine yerleştirdik.

İhtiyar  amcalar  duvar diplerine öbek öbek oturmuş  geçmişi yad ediyorlar. ?Ne olacak bu göçlerin sonu? diyorlardı. Dertlerini içlerine döküyor, göz yaşlarını  belli etmek istemiyorlardı. Şalvarlı, poçulu köylü kadınları ellerinde çıkınları, maniler yakarak geliyorlar, anama sarılıyor ?Bunu damı görecektik ay Goca Gız?? diye sitem ediyorlardı. Bir taraftan da ellerinde çıkınları uzatıyorlar ?al şunu geçmişlerimizin ruhu için yolda yersiniz? diyorlardı. Kadınların, karşı dağlardan yankılanan çığlıkları, yürekleri dağlıyordu.

Köyün imamı geldi,  erkekleri harman yerine topladı; bir  dua yaptı.  Duanın ardından Ramazan Dayı adeta köy sakinlerini temsilen söz aldı:  ? Hayırlı bir komşu gidiyor, biz ondan razıyız, Allah da ondan razı olsun, herkese böyle komşu versin? diye başlayan bir konuşma yaptı. Bazı ihtiyarlar ? doğru söylersin, haklısın Ramazan? diye mırıldanıyorlardı.  Köyün kadınları, çocukları dizilmişler, kimileri damlardan, kimileri yüksekçe bir yerden olan biteni meraklı gözlerle seyrediyorlardı.  İmam ?Cemaat göçü Mezar Önü?ne kadar uğurlayacağız.  Dağılmayalım?  dedi.  Köylüler hep bir ağızdan: ?Sağ ol Hoca? dediler.

Köy halkının  tamamı  toplanıp gelmişti. Anam, babam ben ve  kardeşlerim gelenlerle  tek tek kucaklaştık. Her kucaklaştığımız insanla ayrı bir hüzün yaşıyorduk. Mezar Önü?ne kadar kamyon önde onun arkasında Muhtar Emmi, İmam, Öğretmen, ihtiyar erkekler, ihtiyar kadınlar,  gençler, çocuklar, bir iki eşek ve sadık köpekler yürüyerek geldik. Adeta köyün bütün canlıları bu yürüyüşe eşlik etmişlerdi.  Babam ?Komşular sağ olun; cümleten  Allah?a ısmarladık, hakkınızı helal edin ? dedi.  Köyün muhtarı  ?Güle güle yeğen  uğurlar olsun. Bizden yanı helal olsun, sen de hukuku helal et.  Bizi ihmal etme?  dedi.  Babam ve anam kamyonun önüne ben ve kardeşim ve bizimle gelen halam  kamyonun arkasına eşyaların arasına bindik.  Köylülere el sallayarak kamyonumuz köyden uzaklaştı.

Köyümüz görünmez olunca, kamyon üstündeki halamın göz yaşları içinde şu sözleri mırıldandığını duyar gibi oldum:

Toros Dağları?nda gezen yiğitler

Dedem Korkut?tan yadigar öğütler 

Kimsesiz kaldı kavaklar, söğütler

Olmasaydı, sonumuz hüzün böyle?

 

Yaylalarda telli sazlı ozandık

Halimizi bulutlara yazandık

Gurbet ellerde didindik, kazandık

Olmasaydı, sonumuz güzün böyle...

 

Kamyonumuz, Sarıoğlan denilen yerde durdu,  hepimiz  arabadan indik birer soğuk su içtik,  Babam yine ?Üzülme oğlum  şehre gideceğiz,  çok zengin olacağız. Seni büyük okullarda okutacağım. Sen de büyük adam olacaksın. Köyümüze gezmeye  gideceğiz. Herkes bize imrenecek,  Daha güzel günler göreceğiz ? diyor,  bir taraftan da göz yaşlarını bizden gizliyordu. Yolun yarısını gelindiği halde annemin göz yaşları durmamış; bu gören şoför; ?Yenge bu amca seni şehre zorla mı götürüyor? Ben bu kadar göç taşıdım böylesini görmedim? der. Yok  dayı bizim bağrımız yanık ondan bu göz yaşlarım.? diye cevap verir.

    Babam uzun süre Almanya?da çalışarak şehirden bir arsa almış, sonra bir ev yaptırmıştı. Kamyonumuz şehrin girişinde kenar bir mahalleye girdi bahçeli yeni yapılmış bir eve yerleştik. Hayvanlarımızı da bahçenin bir tarafına yapılmış küçük ahıra koyduk. Evimizin yakınlarında fazla bir ev yoktu.

Evet sonuç olarak biz köyden şehre geldik. Çalıştık, çabaladık,  inişli  çıkışlı bir hayat yaşadık. Varlığı da,  yokluğu da gördük.  Fakat koca şehirde biz kedimizi kalabalıklar içinde yapayalnız hissettik. Şehirde devamlı bir yabancı gibi yaşadık. Sanki bizler oranın bir misafiri gibiydik.  Şehirde bize kimisi ?köylü?, kimisi ?dağlı? diyordu. Bu tabirleri biz daha önce hiç duymamıştık.  Biz ki Yörük kültürü ile yaşayan; Oğuz Ata?nın has çocuklarıydık. Bu toprağın asil unsurları olarak, daha fazla kazanmak, daha fazla vatana, millete faydalı olmak istiyorduk. Bu göç beş bin yıldır doğudan batıya göçen Türk Milleti?nin kaderi ile özdeşti. Hayat bizi rüzgar önündeki yaprak misali sağa, sola savurup durdu. Yıllar yılı ne şehirli olabildik ne köylü.  İki  kültür arasında  bocalayıp durduk. Hısım akrabalarımız dağılıp  gittiler. Bir çok ulvi değerlerimiz kayboldu. Şimdi köye geldim yirmi sekiz yaşındayım.   Babam yanımda  yok, yıllar önce kaybettim onu.  Ama sözleri  hiç aklımdan çıkmıyor. İhtiyar anam yanımda kalıyor,  köy hatıralarını her gün anlatıp duruyor torunlarına.

Evimiz, arabamız, bir çok maddi imkanımız var. Ama içimizde bir boşluk hiç dolmuyor. Hep o küçük köyüm,  çocukluğum ve geçmişin  hatıraları. Ben bu hatıraları nasıl yaşatabilirim.  Çocukluğumu geri getiremem, ama benim de torunlarıma anlatacağım bir  hatıram olmalı. Acaba bizler  yılda bir gün  bir araya gelerek, bu hatıraları yaşatabilir miyiz?  Buğulu gözlerle birbirimizi  dinleyip, anılarımızı tazeleyebilir miyiz?  Hani babamın ? oğlum biz zengin olup, köye gezmeye gideceğiz ?sözünü yeni nesillere aktarabilecek miyiz?  Evet biz zengin olduk; ama zenginlik  mükemmel bir insan olmak için yeterlimi?  Tüm bu  duygu ve düşüncelerle siz dostlarımı saygı ve muhabbetle selamlarım.

 

Mustafa ŞEN

Ahmet AKSEL
10. Haziran 2012
Karatay/Konya

 

Önemli Not: Bu hikayede belirli bir ailenin göçü değil; köyden göç olgusu genel hatlarıyla, duygulu bir şekilde tasvir edilmiştir.

 

YORUM GÖNDERYORUM GÖNDER
  Adınız Soyadınız :
  Mesajınız :
Not : Lütfen küçük harf kullanınız. Maksimum 500 karakter

Önemli Not : Gönderilen mesajlar sistem tarafından kayıt altına alınmakta olup site yöneticileri tarafından görülmektedir. Lütfen bu hususa dikkat edelim ve başkalarını rahatsız edici mesajlar göndermeyelim.
Sayfa Üretim süresi :0,2969

© 2011 bozkirkarabayirkoyu.com
Karabayır Köyü Web Portalı http://www.bozkirkarabayirkoyu.com

Tam Ekran