Üye Girişi
Şifremi Hatırlat Şifremi Hatırlat
| |
Yeni Üyelik Yeni Üyelik

Konya - BozkırKonya - Bozkır
KARABAYIRKARABAYIR
KöyüKöyü
wwwwww
.bozkirkarabayirkoyu..bozkirkarabayirkoyu.
comcom

Dernek
Dernek Logosu Dernek Logosu

Basın Bülteni Basın Bülteni



YALNIZ BİR İHTİYAR


defa gösterilmiştir

 

 

 

 

                            
                                    

                                  Y A L N I Z     B İ R   İ H T İ Y A R

           Pencere kenarı pusluydu. Dışarıda öyle şiddetli bir yağmur vardı ki  rüzgar yağmur damlalarını hızlıca cama vuruyor çıkan ses benim de  çok hoşuma gidiyordu. Arada   rüzgar eve iyice yükleniyor bu bende bir korku  bir heyecan   uyandırıyordu. Hava kararmak üzereydi. Anam gemici  fenerini çoktan yakmış  pencerenin yanına koymuştu. Bu gemici feneri bana  çok ilginç gelirdi. Saatlerce  bakardım. Ayrıca  kokusu  çok hoşuma gidiyordu.

          

           Anam   “haydi oğlum şu yemek kaplarını alda  dedenin yemeğini ver gel dedi.”  Büyük   Dedem’in yanına gitmek benim en çok  sevdiğim şeydi. Çünkü dedemin evi bana çok ilginç  geliyor sürekli inceliyordum.  Hemen kalkığım gibi  ceketimi giydim dışarıdaki yağmur kara  dönmüştü.  Her taraf bir  anda beyaza  büründü.  Atkımı  sıkıcı  bağladıktan sonra,  çizmelerimi ayağıma geçirdim, yemeğimi de alarak  dışarı çıktım. Anam  çok  geç kalma hemen  gel diyordu.  Kar  yağışı iyice  hızlanmış,  rüzgarın etkisiyle  göz gözü görmez olmuştu.  Dedemin   evine yaklaşınca   gaz lambasının ışığını gördüm. Köyümüze elektrik iki yıl önce gelmiş, ancak dedem gavur icadı  diye  elektriği  kullanmak istemiyordu.  Hemen taş  merdivenlerden yukarı çıkıp o eski koca kapıdan  içeri girdim.

          “Oğlum  sen misin diye seslendi” dedem.   Evet dede benim  yemeğini getirdim dedim.   Büyük dedem çok yaşlı,  saçları ağarmış beli bükülmüş, bakışları derin, bir asırlık çınar misali  karşımda bir dağ gibi duruyordu.I. Cihan harbine ve İstiklal harbine katılmış, uzun savaşlardan sonra İngilizlere esir düşmüş, esaretten kaçarak kurtulmuş birisi.  Zaman zaman  savaş hatıralarını anlatır dururdu bize.  Bir eli   az özürlü olan bu ihtiyar hayatından hiç şikayetçi olmuyor, yalnızlığın bütün kahrını  meydan okurcasına  çekiyordu.  Hayatında   üç evlilik yapmış ama yine de yalnız kalmış birazda  inatçı biriydi. Ama onu çok severdim.  Dedemle  sohbete başladık.  “Oğlum babandan  haber var mı  ne zaman gelecek  Alamanya’dan,  mektup yazarsanız  bana bir kahve  kutusu göndersin en son  gönderdiği bitti.  Bu gavurlar da  iyi yapıyor  canım bu kahveyi” diyordu.  Tamam  dede  söylerim,  yazın gelecek dedim.  Dedem de  “gelsin gayri gelsin oradan bir  Alaman  garısı filan bulmasın”  diyordu.

    

    “Orada  durma öyle uzak uzak,  şu ocağı iki çalı at  da yansın”  ediyor. Hava iyice  soğuyordu.   “Getir bakalım şu  yemeği de  yiyelim beraber” dedi.   Tamam diyerek işe koyuldum.  Büyük  bir  bohça içinde getirdiğim  yemeği yere serdim  dedemle bir güzel  yedik.   Dedemin eski bir sobası olmasına rağmen, sobayı yakmıyor  ocakta  meşe odunları yakarak  ısınıyordu. Dedeciğim niye sobayı yakmıyorsun diye sordum.  “ Oğlum  sobayı her  gün yakıp da eskiteyim mi. Zaten  zor kötek alınıyor. Çok soğuklarda yakarız.”  Dedi.  Dışarıda  bir fırtına var ki dedem hala hangi soğuktan bahsediyor  anlamıyordum.  Hafif tebessümle  evet  dede havalar daha  soğumadı dedim.

       

         Ben  dedemin eski radyosunu kurcalarken dedem yatsı namazını kılmış bitirmişti.  “Oğlum radyoyu elleme  şunun zaten pili zayıfladı” diyordu.  Tamam dede diyerek radyoyu duvarda ki oyma yere koydum.Dede  ben gideyim artık sabah gelirim  yine   dedim. İstediğin bir şey  varmı diye sordum.  Sağ oğlum sabaha  Mevla  Kerim, kim öle kim kala bakalım dedi.

          Dışarı çıktıktan sonra belki dedi son görüşümdür diyerek düşündüm.  Büyük dedemin   beş evladı  otuza yakın   torunu olmasına rağmen tek başına  yaşamaya çalışıyordu.   Bir an kendimi  dedemin  yerine  koyarak düşünmeye başladım. Benim sonumda böyle mi olacak diye derin hayallere daldım.  Evet hayatın gerçek yüzü belki buydu.  Yaşlılık çok zor, yalnızlık pek çetindi.  Doğanın kanunu  mu, insanların arzusu mu  bilmem  ama bu durum  beni derin  bir hüzne boğmuştu.   Eve gelinceye kadar  göz yaşlarımı tutamamış için için ağlamıştım.   Allah bütün dedelerimize rahmet  eylesin.  Mezarları pür nur, makamları cennet olsun.


Ahmet Aksel
30.07.2012
Karatay/Konya           

 

 

 

 

YORUM GÖNDERYORUM GÖNDER
  Adınız Soyadınız :
  Mesajınız :
Not : Lütfen küçük harf kullanınız. Maksimum 500 karakter

Önemli Not : Gönderilen mesajlar sistem tarafından kayıt altına alınmakta olup site yöneticileri tarafından görülmektedir. Lütfen bu hususa dikkat edelim ve başkalarını rahatsız edici mesajlar göndermeyelim.
Sayfa Üretim süresi :0,2422

© 2011 bozkirkarabayirkoyu.com
Karabayır Köyü Web Portalı http://www.bozkirkarabayirkoyu.com

Tam Ekran