YUNUSLU’NUN DİLİNDEN
Şairin dediği gibi “Bırak Karacaoğlan’ı gitsin pınar başına Yunus’la yarış oğlum.” Karacaoğlan pınar başlarına giden, saz çalan, eğlenen, sevdası dilberlere olan birisi. Yunus ise bir hak aşığı ,sevdası insanları sevmek, doğruluk ve şeyhine olan sadakatinden ayrılmayan, bir fedakarlık örneği. Yunus hep itidali sevmiş, sağ duyulu, benliğinden arınmış, yüreğinde hep Allah korkusu, onun için yanan bir ateş adeta.
Hatibin söylediği gibi : çiçeklerin açması, kızların gülüşü çocukların sevinci, dünyadaki tüm iyilik ve güzellikler Allah ve Resul’üne (SAV) olan bir aşkın bedelidir. Tüm acılar, ıstıraplar, kötülük ve çirkinlikler Allah ve Resul’üne (SAV) ulaşamamanın verdiği bir hezeyandır.
Yunus bu sevdayı yakalamış, Peygamberine olan sevgisi onu Rabbi’ne yaklaştırmıştır. Yunus dünyasını ahretine tercih etmiş; gerçek olan aşk ve sevdayı bulmuştur. Karacaoğlan ise itidali kaybetmiş, ihtiras dolu, dünya sevgisinin içerisinde boğulmuş birisi.
Yunuslu insanları ismine yakışır bir şekilde, almış olduğu bu ismin hakkını verircesine, hoşgörülü, fedakar ve anlayışlı insanlardır. Küçük bir köy olmasına rağmen; bir çok nahiyelerin ve büyük köylerin yapamadığı işleri başarmıştır. Hemşerilerini organize ettiği “Anma Günlerinde “ bir araya toparlaya bilmiştir.
Bu köyün insanlarının içinde gizliden gizliye bir Yunus yatmaktadır. Sanki Yunus’un ruhu bu insanların içinde tekrar uyanacak gibi bir hal alıyor. Belki Yunus gibi olmak maksadını aşmış, çok iddialı olsa da, biz biliyoruz ki bu Yunuslu insanları bu ismin hakkını vereceklerdir. Dileğimiz köyümüzden nice Yunus’ların yetişmesidir. Yazımı Yunus’tan bir sözle bitirmek isterim.
Bir hastaya vardın ise bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibi
Bir miskini gördün ise bir eskice verdin ise
Yarın anda sana gele Hak libâsın biçmiş gibi
21 Mart 2012
Çatalhüyük
Karatay/Konya
HACI MEHMET AKSEL