BAYRAM GELENEKLERİ
Bayram, millî, dinî veya özel olarak önemi olan ve kutlanan gün veya günlerdir.
İslamiyet?ten Önceki Türklerde (Göktürk ve Uygurlarda) Bayram: Göktürk ve Uygur metinlerinde ?bayram mefhumu? Hint-İran dillerinden alınma rama kelimesi ile karşılanmıştır. Sanskritçe rama?nın anlamı ?sevinç, neş?e, huzur, mutluluk, sükûn?dur. Ancak Türkçede r- ünsüzü ile kelime de başlamadığı için ram kelimesi Türkçede önüne a- protezini alarak aram şeklinde Türkçeleşmiştir. (2)
Türk ve Altay halk inancında Bayram niteliği taşıyan farklı kutlu günler bulunur. Türklerde İslam öncesi genel kabul görmüş iki bayram vardır.
- Koçagan: Bahar Gündönümü. (Kosa ve Saya)
- Paktıgan: Güz Gündönümü. (Pakta ve Payna)
Ayrıca Sümer geleneğinden Orta Doğu ve Orta Asya?ya yayılmış olan ve söz biçim olarak da bu sıralamaya uygun düşen Nardugan bayramı bulunur.(3)
Bayram kelimesinin Arapça'sı, sözlüklerde ?âdet halini alan sevinç ve keder; bir araya toplanma günü? anlamlarıyla karşılanan îddir (el-?ıyd/?????).
Diğer bir anlatımla bayram kelimesi; Farsça bezram (bezm+ram) kelimesinden gelir ki, manası ?neşe meclisi? demektir
Orta Asya Türkleri XI. asırda topluca Müslüman olup, İslam medeniyetinin çemberine girerler. Bu dönemlerde peşi peşine devletler kuran Türkler, milli zenginliklerini tümüyle koruyarak İslam topluluklarının içinde gelişmeye devam ederler. Fakat İran ve Arap kültürü bu bölgelerde nüfus edememiştir. Bayram, doğum, düğün ve ölüm olaylarında eski Türk adetleri devam etmiştir. Aynı zamanda Türkler kendi dillerinin bütünlüğünü korurken yan yana yaşayan halkların dillerinden de bazı kelime ve kavramları alıp kullanmışlar. Örneğin ?nevruz? bunlardan biridir. Farsça kökenli bu kelime, Türk boylarında da aynı anlam taşıyarak, yeni gün, başlangıç, canlanma manasına gelmektedir. (4)
Nevruz Bayramı; Uygur Türkler arasında coşkulu bir şekilde kutlanan yeni yıl bayramı olup Güneş Takvimine göre bir yılın bitip bir yılın başladığı gün olan Miladi 21-22 Mart günlerinde kutlanmaktadır. Bu bayramda icra edilen gelenekler şu şekildedir: Nevruz Bayramı, yurdun her yerinde coşkulu bir şekilde kutlanır. Ramazan ve Kurban Bayramları Uygurların İslamiyet?i kabul etmesiyle kutlanmaya başlamıştır. Her ne kadar bu bayramlarla İslamiyet ile birlikte tanışılmış olsa da Uygurların kendi kültür daireleri içerisinde yoğrulup geleneksel bir yapıya dönüşmüştür.
751 Yılında yapılan Talas Savaşı?ndan sonra Türk boyları İslamiyet?i kabul etmeye başladılar. İslamiyet?i kabul eden Türk boyları örf ve adetlerini sürdürdükleri gibi İslamiyet?in getirdiği bayramları da bütün kurallarıyla kutlamaya başladılar.
İslam dininde ramazan ve kurban bayramı olmak üzere iki büyük bayram vardır. Bayramlar kültür ve mezheplerin farklılığına göre değişik şekillerde kutlanır. İslami bayramlar ay takvimine göre düzenlenir. İslami takvimde 12 ay ve 354?355 gün vardır
Ramazan Bayramı, ya da İftar Bayramı (Arapça: ??? ????? Îdü'l-Fitr, Farsça: ??? ??? Îd-ı Fitr), İslam âleminde oruç tutma ayı olan ramazan ayının ardından kutlanan dinî bir bayramdır. Hicrî takvime göre onuncu ay olan şevval ayının ilk üç gününde kutlanır. Bayramdan bir önceki gün ramazan ayının son günü olan arifedir
Enes bin Mâlik (RA) anlatıyor:
?Hz. Peygamber Medine?ye geldiğinde halkın eğlence ile geçirdiği iki gün vardı. Hz. Peygamber: ?Bu iki gün(ün özelliği) nedir?? diye sordu. ?Cahiliye döneminde o günlerde eğlenirdik.? dediler. Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurdu: ?Şüphesiz Allah sizin için o günleri onlardan daha hayırlı olan Kurban ve Fıtır (Ramazan) bayramlarıyla değiştirdi.?? (Ebû Dâvûd, Salât, 239)
Kurbanla İlgili Ayetler ve Hadisler
Kur?an-ı Kerim?de yer alan kurban ile ilgili ayetlerden bazıları şunlardır:
- ?Biz her ümmete bir kurban ibadeti belirledik ki, kendilerine rızık olarak verdiğimiz hayvanları kurban ederken üzerlerine Allah?ın adını ansınlar. Şunu iyi bilin ki, sizin ilâhınız tek bir ilâhtır; öyleyse artık O?na teslim olun. Rasulüm! Tam bir ihlâs, samimiyet ve tevazu içinde Allah?a boyun eğen kulları müjdele!? (Hac / 34. Ayet)
- ?Sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!? (Kevser / 2. Ayet)
- ?Unutmayın ki, o kurbanların ne etleri ne de kanları Allah?a ulaşır. Sizden Allah?a ulaşacak olan tek şey takvanızdır. Allah böylece o hayvanları hizmetinize verdi ki, sizi doğru yola ilettiği için tekbir getirerek Allah?ın büyüklüğünü ilan edesiniz! Rasulüm! Artık o iyilik eden ve işini güzel yapanları müjdele!? (Hac / 37. Ayet)
Kurban ile ilgili Peygamber Efendimizin buyurmuş olduğu hadislerden bazıları ise şunlardır:
- ?Bugün ilk işimiz, bayram namazını kılmak, sonra dönüp kurban kesmektir. Kim böyle yaparsa, sünnetimize uymuş olur.? (Buhârî, Îdeyn, 3)
- ?Âdemoğlu Kurban Bayramı gününde Allah için kurban kesmekten daha daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz o kesilen kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnakları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyleyse gönüllerinizi kurban ile hoş edin? (Tirmizî, Edahî, 1)
Bayram sevincin umudun yeşerdiği, mutluluk ve huzur günleridir. Bayram dini inançları, yaşam şekilleri ibadet etme azim ve kararlığı ne olursa oluşun tüm insanlarımızın zihnen ve bedenen iştirak ettiği bir olgudur. Bu yönüyle milletimizi birleştirici uzlaştırıcı bir etkisi vardır. Bayramlar eskiden ne kadar güzel ve anlamlı ise günümüzde de güzel ve anlamlıdır. Belki ufak tefek bazı ayrıntılarda değişiklik vardır.
İnsanoğlunun yaratılışından bugüne bayramlar, özel gün ve geceler, kutlamalar, eğlenceler, yas günleri, anma günleri hep olagelmiştir. Ancak bugün kutladığımız dini bayramlar İslamiyet?in doğuşu ile son şeklini almıştır.
Bu gün bizim yaptığımız bayram kutlamalarının bir çoğu, coğrafik bölgelere, mezhep ve inançlara göre değişkenlik arz etmektedir. Türkler İslam dininin bütün kurallarını azami ölçüde uygulamaya çalıştıkları gibi bayramlara da özel bir önem atfetmişlerdir. Büyük bir hassasiyet göstererek bu günleri ibadet ve iyilikle geçirmeyi kendilerine görev bilmişlerdir.
Bütün İslam coğrafyasında bayramlarda genellikle şu adetler yerine getirilir:
- Erkenden uyanıp bayramlık giymek. Ramazan Bayramı ritüelleri dendiğinde ilk akla gelen şey hiç şüphesiz erken uyanmak, daha doğrusu uyandırılmaktır.
- Zengin yiyeceklerle süslü bayram kahvaltısı ...
- Mezarlık ziyareti yapmak. ...
- Şeker toplamak. ...
- Akraba ziyaretleri. ...
- Harçlık vermek. ...
- Küsleri barıştırmak. ...
Bizim yaşadığımız bayramalar ve yöremizde halen sürdürülmekte olan bayramlardan bahsetmek gerekirse; halkımız en makul ve en güzel şekilde bu günleri idrak etmiştir ve edecektir.
Halkımız arasında bayramlar aylar öncesinden anılmaya başlanır. Bu bayram çocuklara elbise alacağım, ayakkabı alacağım, Köye gideceğim, Annemlere gideceğim. Kurban için Kabak keçiyi keseceğim, Dayımlarla kurban hissesine gireceğiiz gibi planlar yapılır. Gurbet te çalışanlar izinlerini bayrama göre ayarlarlar. Bayram büyük bir hasretle gözlenir ve beklenir.
Günler öncesinden evler tamir edilir, genel bir temizlik yapılır, erzaklar alınır, ekmek eğlenir, evin eşyaları düzenlenir. Yeni giysiler alınır. Şeker, lokum, bisküvi, leblebi, kuru üzüm, kahve kolonya alınır bayrama kadar saklanır.
Bizim yöremizde arife günü bazlama, yağlı pişi gibi hamur işleri yapılır. Komşulara, sokakta oynayan çocuklara dağıtılır. O gün çocuklar bir avcı misali kapılardan gelecek çağırılara kulak kesilirler. Kazaya ve belaya karşı her evden bir sıcak çıksın istenir.
Bayram günü küçük köylerde camide bayram namazı kılınmaz, kasaba camiine bayram namazına gidilirdi. Bu bizim için ayrı bir güzellik ayrı bir sevinçti. Çünkü o gün en yakın kasabaya gidilir sorma şeker, lokum bisküvi, sarı leblebi alınacak, mantar, çıtır pıtır balon düdük alınırdı.
Bayram namazından çıkan halk cami önündeki satıcılardan saydığım eşyaları alır; bir taraftan da kasaba halkı çevre köylerden gelen kimseleri yemeğe davet ederdi. Büyük sofralar da yemekler yenir; ayran, şerbet gibi içecekler içilirdi. Bu olay gerçek ten milletimizin misafirperverliğinin en güzel öreklerinden biridir. Yemekten sonra sevinçle, yaya olarak köyümüze döner; önce evdeki büyükleri, sonra komşu akraba ve komşuları bayramlardık.
Genellikle köylerimizde bayram günleri saban ezan okunmadan kalkılır. Abdest alınır camiye gidilir. Camide çıkan cemaat kendi arasında bayramlaşır. Evlere gidilir ev halkı ile bayramlaşılır. Cami önüne veya köy meydanına toplanılır. Evlerden sinilerleler yemekler gelir, köy halkı hep beraber yemek yerler dua ederler. Daha sonra akrabalar ve komşular tek tek gezilir. Her gelen misafire çok çeşitli ikramlar yapılır. Eve kim gelirse gelsin önüne bir sini konur. Sinini içinde, bisküvi sarı leblebi, baklava, börek, bazlama, meyveler, kuru üzüm gibi yiyecekler konur. Misafir evden gidinceye kadar o sini ortadan kalkmazdı.
Kurban bayramında kurbanlar kesilir, ekseriyetle kavurma yapılır. Kurban kesmeyenlere dağıtılır. Tüm bunlar milletimizin cömertliğini, alicenaplığı gösterir. İnsanımız ne kadar yokluk içinde olsa dahi; azını başkalarıyla paylaşmasını bilmiştir.
1935 tarihinde Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunla ramazan bayramında üç gün; kurban bayramında dürt gün tatil yapılması yasalaşmıştır.
Günümüzde; özellikler genç ailelerin bayramı bir tatil gibi değerlendirmesi hiç de uygun bir hareket değildir. Elbette insanımızın seyahate, gezmeye, eğlenmeye ihtiyacı vardır. Bunları bayram günleri haricinde ifa debiliriz. Her birimiz mutlaka bayram ziyareti yapmalıyız; ziyaretçi kabul etmeliyiz. Kurbanları bizzat kendimiz kesmeli veya başında durarak kesilmesine yardım etmeliyiz, Çocuklarımıza kurbanın önemini anlatmalıyız. Bayramlarda yapacağımız kurban yardımlarını ve sair yardımları en yakınızdan başlayarak dağıtmalıyız. Çocuklarımıza bayramı, kurbanı benimsetemezsek; bir gün olur kendilerini cadılar bayramında, domates bayramında bulabilirler. Bizler dedelerimizden aldığımız bu örf ve adetleri torunlarımıza eksiksiz bir şekilde devretmekle yükümlüyüz
Toplumda insanlar aynı statüde değildir. İnsanımızın fakiri, zengini, hastası, özürlüsü, yaşlısı vardır. İnsanların birbiriyle kaynaşması için bayramlar önemli bir fırsattır. Aksi halde toplumu bir arada mesut ve bahtiyar bir şekilde tutamayız. Toplumun fikrini ve hissiyatını dinamik tutmalıyız. Ancak böyle günleri vesile ederek İnsanların yaralarını sarabilir, acılarını hafifletebiliriz.
Bayramda inanların manevi duygularının önemini anlatan şu dizeleri sizlerle paylaşmak istedim.
Cân bula cânânını
Bayrâm o bayrâm ola
Kul bula sultânını
Bayrâm o bayrâm ola
Hüzn ü keder def' ola
Dilde hicâb ref' ola
Cümle günâh af ola
Bayrâm o bayrâm ola
Mevlâ bizi afv ede
Gör ne güzel 'ıyd ola
Cürm ü hatâlar gide
Bayrâm o bayrâm ola (6)
Evet, özlediğimiz eski bayram gelenekleri belki de sadece geçmişte yaşananlar değil, içinde barındırdığı samimiyet, sevgi ve birlik duygusudur. Belki de bu bayram, birlikte yeniden o eski gelenekleri yaşatmanın zamanıdır. Özlediğimiz o masumiyet dolu bayram günlerini hatırlayarak, yeni anılarla dolu güzel bir bayram geçirmek dileğiyle?
Mustafa Arifoğlu
14 Haziran 2024
Selçuklu Konya
Dipnot :
1- TDK Sözlüğü
2 -Osman Fikri Sertkaya
3- Vikipedi Sözlüğü
4- Dr. Shurubu Kayhan
5- Tuğba GÖNEL SÖNMEZ
6- Alvarlı Muhammed Lütfi