BİLESİN
Gönül dağım yıkık, kar ile boran
Halimi sorarsan olmuş viran
Kalmamış kavlinde duran
İmtihan sabır iledir bilesin
Derdime derman, kahır ile çile
Biz gelmedik dünyaya bile bile
Gitmek için, bakiye güle güle
Haline şükür etmesini bilesin
Ağaçlar yeşil yaprak açar dalda
Ol Yaratan?ı zikreder her halda
Ödül almak istersen ulvi yolda
Çok ızdırap çekmesini bilesin
Aşılmaz yollar uzun, menzil ırak
İmtihan çetin; mâsivâyı bırak
Şah damarımızdan yakın son durak
Hak yolda yürümesini bilesin
Ömür dediğin tez gelip geçiyor
Batan güneş beyaz kefen biçiyor
Her can ecel şerbetini içiyor
İman üzre göçmesini bilesin
?Hay?dan geldik; gayri ?Hu? ya gideriz
Diller de yalnız Rabbi zikrederiz
Daim O?na hamt ile şükrederiz
Çok tefekkür etmesini bilesin
Yaratılan aciz; kulları naçar
Bir tohumdan binlerce güller açar
O Gül ki etrafa rayiha saçar
Bülbül gibi gül kadrini bilesin
Hayat yokuşu acı ile ağı
Terk etmek gerek bahçeyi, bağı
Sam yeli gibi esti gençlik çağı
Bu zamanın kıymetini bilesin
Hüda yaratmış toprak ile kandan
Ne canlar konup-göçtü fani handan
Gün gelir tenin ayrılır tatlı candan
Kolsuz libas giymesini bilesin
Doğan her mahlukat ibreti alem
Yazamaz manasını sırlı kalem
Çekmek istemezsen cihanda elem
Hakk?a teslim olmasını bilesin
Emri İlahi der ki; dünya fani
Ötelere göç var ya; azık hani
Ne kadar yaşarsak, ayrılık âni
Dost narında yanmasını bilesin
Kul Mustafa söyler; ben Gül?den oldum.
Tomurcuk bir Gül? iken sarıp, soldum.
Hasret bahçesinde aşk ile doldum.
Aşk nurunda kanmasını bilesin
Mustafa Şen
26 Ocak 2018
Selçuklu/Konya