KIBLE PINARI
Bozulmuş bağları; kurumuş güller
Çağlayıp akıyor Kıble Pınarı
Dağılmış yuvası; ötmez bülbüller
Bağrımı yakıyor Kıble Pınarı
Yayla dağından gelip geçtim
Yaren yoldaşıyla oturup göçtüm
Hayat yokuşunda çileyi seçtim
Çok kahır satıyor Kıble Pınarı
Lale, nevruz, sarı çiçek sararmış
Her doğan kuş yuvasını kurarmış
Ana yanar, kuzusunu ararmış
Derde dert katıyor Kıble Pınarı
Etrafında gözenek, çiğdem söktüm
Geldim derdimi yalnız sana döktüm
Sen aktın, ben ağlayıp boyun büktüm
Mazide yatıyor Kıble Pınarı
Koç yiğitler durdu azık çözdü
Al yazmalı gelinler bakıp süzdü
Görmedik yazı mevsimler hep güzdü
Hasretle bakıyor Kıble Pınarı
Sühani yudum yudum içti kandı
Göz yaşı döktü; can evinden yandı
Söz dile geldi; sılasını andı
Doğan gün batıyor Kıble Pınarı
(Fani ömrüm bitiyor Kıble Pınarı)
M.Arifoğlu
2006/Konya