Muhterem Büyüklerim;
Sevgili gençler,
Saygıdeğer hanımlar;
Bizleri 10. kez bir araya getiren Cenabı Allah sonsuz şükranlarımı sunarım. Onun en kıymetli varlığı Habibi Zişan Efendimize salatü selam olsun. Bizim bir araya gelmemizin en önemli gayesi gönül almak, bin bir ıstırapla kıvranan insanımıza bir nebze olsun yardımcı olmaktır. Eğer bu gayeye zerre miktar katkı sağlayabilirsek kendimizi bahtiyar addedeceğiz.Bilindiği gibi insan oğlu anasından aciz ve biçare olarak doğar, C. Allah ona annesini şefkat perisi olarak görevlendirir. İnsanoğlu ağlayarak dünyaya gelir bin bir zorluklardan geçerek büyür gelişir. Bir müddet sonra dünyadan gider. Her gelen gidecek, her genç yaşlanacak, her gül bir gün solacaktır. Kaderi ilahi hayat nizamını böyle kurmuş. Dünyaya gelirken hiç kimse bize sormadı. Giderken den bize sorulmuyor. Yani gelişimizde de gidişimizde bizim bir irade beyanımız söz konusu değil. O zaman bize düşen doğum ve ölüm arasında ki kısa dünya hayatının iyi değerlendirmek. Nice alimler, Salihler, nice zalimler, kötüler bu dünyadan göçüp gittiler. İyilik yapanlar iyilikleriyle, kötülük yapanlarda kötülükleriyle anıldılar. Biz kısa ömrümüzde öyle iyilikler öyle güzellikler yapalım ki herkes bizi rahmetle, güzel duygularla ansın.
Bu toplantılarımız, bir araya gelmelerimiz inşallah bu güzel duygulara vesile olur. Aksi halde kendi aramızda gıybet dedikodu , haset yaparsak sonumuz hüsran olur. İçtimai yapımızı sağlam temellere oturtmak istiyorsak, ikilik çıkarmayacağız, hiç kimseyi ama hiç kimseyi küçümsemeyeceğiz. Her kes C. Allahın yarattığı mümtaz bir kuldur. Bu hususta C. All (49) Suresinde Şöyle buyuruyor.
"Ey mü'miner! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; belki de onlar, kendilerinden daha iyidir. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki de alay ettikleri kendilerinden daha iyidir. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İman ettikten sonra, doğrudan ayrılıp günaha girmek ne kötü bir isimdir. Tövbe etmeyenler zâlimlerin tâ kendileridir."
Bu konu ile ilgili olarak Efendimiz(SAV)
"Müslüman kardeşini hor görmesi kişiye kötülük olarak yeter demiştir.
Başka bir hadisi şerifte şöyledir.
"Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez."
Bunun üzerine bir sahâbî: İnsan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını arzu eder, dedi. Resûl-i Ekrem de şöyle buyurdu:
- "Allah güzeldir güzeli sever. Kibir ise, hakkı kabul etmemek ve insanları hor görmektir."
Birlik ve beraberlik içinde olursak C.Allahın rahmetinin ve bereketinin sağanak sağanak yağdıneı göreceksiniz. Şayet ayrılığa düşer sen ben dersek bir çok sıkıntılara düçar ouluruz.
Akif meşhur şiirinde sen ben desin efrat aradan vahdeti kaldır.
Sen! Ben! Desin efrat, aradan vahdeti kaldır; Milletler için işte kıyamet o zamandır. M. AKİF ERSOY
Ayrılığın fitnenin haddi hududu yoktur. Bir bakmışsın iki mahalle arasında, bakmışsın iki sülale arasında , bir gün iki kardeş arasında fitne fesat çıkabilir. Hatta fitne ve fesat çıkarmak kolay. r birlik ve beraberlik sağlamak fedakarlık ister. Yıkmak kolay, yamak zordur. Bir orman elli senede meydana gelir bir kibrit beş dakikada yok eder. Biz zora talip olalım. Bizler her şart ve durumda yapıcı olmak zorundayız. Asla yıkıcı olamayız. Herkes kendine yakışanı yapar. İkili ilişkilerde o bana şunu yaptı ben ona aynısını yaptım demek basitliktir. Sen ona daha güzel devran ki farkın ortaya çıksın. Taş atana gül atmak gerekir.
Bu toplantılarımızın bir çok Hayri işlere vesile olmasını diliyoruz. Bizler yalnız senede bir gün toplanıp dağılırsak bundan fazla bir fayda meydana gelmez. Yıl içerisinde fakirleri kimsesizleri gözetmemiz gerekir. Bu gaye ile bir senede sizlerle yirmiden fazla toplantı yaptık. İnşallah bu toplantıların Köylülerimiz arasında yardımlaşma ve dayanışmaya yardımcı olacağını ümit ediyoruz. Bir insanı tebessüm ettirebilirsek bizim bütün yorgunluğumuz gider. Önemli olan kimsesizlerin kimsesi olmaktır.
Aziz kardeşlerim bizler tarihte on altı devlet üç imparatorluk kurmuş büyük bir milletin fertleriyiz. Bu gün üç yüz milyonluk Türk dünyasında, bir buçuk milyarlık İslam coğrafyasın lider bir millet lider bir devletiz. Avrupa’nın en büyük kara ordusuna Dünyanın dördüncü büyük kara ordusuna sahibiz. İlköğretim çağımdaki nüfusumuz birçok komşu ülkelerden daha çoktur. Dünyanın 17.ci ekonomisine sahibiz. Balkanlarda, Kafkaslarda ve orta doğuda ki etkinliğimiz gün be gün artmaktadır. Bu coğrafyalar Türk parası en geçerli para olarak kabul edilmektedir. Bu yüz yılın başında milletimizi Anadolu bozkırlarına hapsetmeye çalışan emperyalist güçler buna Muaffak olamamışlardır. Türk milleti hiçbir zaman Anadolu topraklarına sığmamıştır. Anadolu insanımızın gayret ve himmetleriyle 135 ülkede açılan Türk okulları tüm dünyaya barış, sevgi ve kardeşlik duyguları götürmektedir. Güzel Türkçemiz bu okullarımız sayesinde bir dünya dili olmaya yolundadır. Bunları bu meydan da niye anlatıyorum. Tüm bunlar bize daha fazla sorumluluk, daha fazla çalışmayı, daha faza fedakarlık yapmayı gerektiriyor. Herkes kendi bulunduğu mahalde daha fazla çalışmalı, daha fazla bir başkasına faydalı olmalıdır. Aksi halde duraksama ve gerileme başlar ki, bu milletimiz için büyük bir hastalıktır.
Muhterem dostlarım sizler bu anma günlerinde bir araya gelerek atalarınızın hatıralarını yad ettiniz. Evlatlarınıza güzel hatıralar bıraktınız. Sevginin muhabbetin, yardımlaşmanın en güzel örneklerini sergilediniz. Kiminiz yemeği temin etti kiminiz malzemeleri. Kiminiz maddi olarak, kiminiz dualarınızla güzel bir organizasyon kurdunuz. Bu fakirde işin belki en kolayı olan şunu yapalım bunu yapalım demekle katkıda bulunmuştur. Çok uzaklardan bin bir zahmetle bu dağ başına çıkıp geldiniz. Fedakarlığın, diğer gamlığın, vefanın kadirşinaslığın en güzel örneklerini gösterdiniz. Kazamızda değil vilayetimizde numuneyi timsal oldunuz. Allah sizden razı olsun. Dünya ve ahrette mahzun olmayasınız. Tüm aileniz evlatlarınız mesut ve bahtiyar olsun. Ben cümlenizden çok memnunum. Hakkınızı Helal edin. Beni bir hakkım olduğunu zannetmiyorum, ama varsa helal olsun. Allaha Emanet olunuz. Dualarınızdan eksik etmeyin.
Mustafa Şen
1 Temmuz 2012
Karabayır Köyü/Bozkır.