Üye Girişi
Şifremi Hatırlat Şifremi Hatırlat
| |
Yeni Üyelik Yeni Üyelik

Konya - BozkırKonya - Bozkır
KARABAYIRKARABAYIR
KöyüKöyü
wwwwww
.bozkirkarabayirkoyu..bozkirkarabayirkoyu.
comcom

Basın Bülteni Basın Bülteni

Dernek
Dernek Logosu Dernek Logosu



YUKARI YAZI´NIN ELMALARI


defa gösterilmiştir

             



               YUKARI YAZI’NIN ELMALARI

         Yazı kelimesi Toroslar’da yaşayan aşiretler arasında düz arazi manasında kullanılır. Yunuslu ile Kovanlık arasında kalan vadinin güney tarafında kalan kısmına Yukarı Yazı denir. Yukarı Yazı arazileri  Kovanlık ve Yunuslu arasında  centilmence paylaşılmış olup arpa, buğday, nohut, mercimek ekilen arazilerdir. Yukarı Yazı arazisi Kılıçdere sulama göletinden sulanır. Ne yazık ki bu göletten alınan sular  arazinin sulaması için yeterli gelmemektedir. 1956 yılının son bahar aylarında  fikirleri enteresan olan bir insan tarlasında  bir çalışma yapmaktadır. Yoldan geçenler kolay gelsin Musa  Dayı  ne yapıyorsun?  Kuyu kazıyorum yeğen. Kuyu ne işe yarar Dayı ?  Kuyu’ ya su dolacak. Dolan su ile  meyve  ve sebze  sulayacağım der.  Musa Dayı’nın bahsettiği meyve kışlık elmadır.  O güne kadar kavun elma, tatlı elma, ekşi elma, mayhoş elma, gibi  yazlık elmaların envai çeşidi bilen köylüler kışlık elmayı bilmemektedir. Ayrıca tüm elmaların atası kabul edilen deli elma yetişir bu çevrede.

Fındıktan büyük, cevizden küçük, starking elma renginde olan bu elma çok acı bir tadı vardır. Ancak bir çok hastalığa iyi geldiği rivayet edilmektedir. Kış sonunda gelen ilk baharda elma çukurları  kazar Musa Dayı. Toprak tabanı sert bayırdan teşekkül ettiğinden seksen santim eninde, sensek santim uzunluğunda,  bir metre derinliğinde kazılır fidan çukurları.  Şehirden getirdiği elma fidanlarını toprakla  buluşturur. Bunu  gören köylüler  kuyu kazmaya,  kışlık elma dikmeye başlar Yukarı Yazı  topraklarına. Tabi  elma dikimi yalnız  bu mevki ile sınırlı kalmaz, köyün diğer mevkilerine de elma dikilir. Çevre köyler de  elma dikmeye ve  yetiştirmeye başlarlar. Su kuyuları  dört metre çapında  6-7 metre derinliğine kazılır.  Yer altı toprak yapısı sert bayır dan oluştuğundan zordur kuyu kazması. Bunun için kumpanya kazmaları, manvela demirleri, demir keskiler, selceler kullanılır. Hatta bazı kuyularda dinamit patlatılarak kazma işlemi yapılır.  Çıkan toprak küreklerle önce iskeleye sonra  araziye atılır.  Meydana gelen toprak yığınları öküzler yardımı ile tarlaya yazılır. Su sızıntılarının birikmesiyle kuyular su ile dolar.  Kimi kuyular 24 saatte kimileri 36 saatte doldurur suyunu. İlk yıllar kuyudan su tenekelerle, dönme dolaplarla  çekilir. Sonraki yıllarda benzinli, mazotlu su motorları  çıkar. Sular motorlarla  çekilerek sebze ve meyveler sulanır.   Bu çalışmalar hız kazanır zamanla. On yıl sonra baştan başa elma ağaçları ile yeşerir Yukarı Yazı  Vadisi.

        Elma ağaçları ilgi ister, sevgi ister, bakım ister.  Mart ayının  ortalarında kış ilacı atılır. Mayıs ayında  bahçe aktarılır öküzlerle, atlarla. Bahçede arklar açılır, elma dipleri  havuzlanır.  Ev halkı yetmezse bu iş için komşular yardıma çağırılır. Genç fidanlar daha çok ilgi ister,  onlar daha  fazla korunmaya muhtaçtır.  Yukarı Yazı en uzun bahçesine sahip olan İmamın  Oğlanları’nın iki bahçesi vardır.  Ancak iki bahçe için  bir  Secimse su motoru almışlardır. Aynı zamanda bu motor  Emin Beğ’in  Oğlanları’yla ortaktır.  İmamın Gelinleri zavallı Secimse su motorunu  bir iskele üzerinde kuyu kuyu gezdirerek  bahçelerini sular.  İmamın Gelinleri  mayısın ilk günlerinde elma arasına  sebze  ekmek için   yer hazırlamaktadır.  Elma dibinde oynayan biri kız diğeri  bir erkek çocuk  elma fidanlarını ısırmak için adeta bir birleriyle yarış halindedir. Bu nu gören  ebeleri ay yetmeyesiceler nasıl kemirdiniz bu fidanları diye bağırır. Öğlen vakti gelmiş hala yemek yenmemiştir.  Elma arasında oynayan küçük oğlan çocuğu  açıktım  Ebe diye bağırır.  Çatladın mı ulan hazırlıyorum işte azığı diye cevap verir ihtiyar kadın. Sonra azık açılır. Azıkta  kumpir salatası, taze sulanmış yufka  ve ayran vardır. Etraftan toplanan yemlik, geçen yıldan kalan halavzada yeşeren soğanlar toplanarak yenir yemekle. Elma ağaçlarının bir çok zararlıları vardır. Beden kurdu, yeşil gezengi, yaprak biti, kara leke bunlardan bazılarıdır.  Bu zararlılardan korunmak için  üç-dört defa  ilaç verilir.  İlaçlama  mekanik çalışan sırt pompaları ile  yapılırken, sonradan  benzinle çalışan motorla  yapılmaya  başlar.  Köyden bazıları ilaç motoru  alarak ücret karşılığı bu hizmeti verir.  Elma bahçeleri uzun yaz boyunca en az altı-yedi kez sulanır. Bu sulamalar Kılınçdere Havuzu, Sorkun Havuzu, Büyük Pınar Havuzu, Pınarbaşı  akar suyu’ndan olabildiği gibi şahısların kendi tarlalarına kazdıkları kuyulardan sulanabilmektir. Sulamalar geceli gündüzlü yapılır. Havuzlar genellikle 10 saat depolama 2 saat sulama şeklide düzenlenmiştir.  Havuzlardan sulama hakları tarlaların konumuna göre yüzyıllar öncesinden taksim olunmuştur. Pınarbaşı suyu 1966 yılına kadar köyün içinde bulunan  toprak havuzda doldurularak sulama yapılıyordu. Bu tarihten sonra beton kanal yapıldığı için depolamaya gerek duymamıştır. Ancak 2010 yılında kapalı devre su sistemi ve havuz yapılmış olup halan depolama sistemi ile sulama yapılmaktadır. Çeşit çeşit  elma verir bu topraklar;  Amasya, starking, golden,  Arab kızı, Ankara güzeli,  İngiliz, altın çekirdek, hor yemez, dalda bir, Alman elması daha niceleri. Her birinin ayrı lezzeti ayrı bir nefaseti vardır. Çok sulu ve tatlı olur yörenin elmaları.  Güz gelir soğuk rüzgarlar esmeye başlar,  Bereketli güz yağmurları toprakla buluşur.  Yüksek tepelere kar yağar hava üşütmeye başlar insanları. Güz yağmurları ve gece ayazları elmaya renk verir, daha gevrek ve tatlı olmasını sağlar.  Ekim ayının onundan sonra elma hasadı başlar bu köylerde. Yeni sandıklar satın alınır. Eski sandıklar tamir edilir. Ambalaj kağıdı, çivi temin edilir.  Bir tatlı telaş başlar insanlarda. Dört ayaklı merdivenle çıkılır elmalara. Hasat sevinçtir, coşkudur en önemlisi  gelir kapısıdır. Genç ihtiyar çoluk çocuk katılır elma toplamaya, kimisi sandık taşır toplar kimisi  sandık çakar,  kimisi eşeklerle  köye taşır elmaları. Bu çalışmalar  yorucudur. Ama çalışkan yöre halkı bu işin sabırla üstesinden  gelir. Bıkkınlık bezginlik vermez kendine. Ağaçtan ağaca atışmalar yapılır. Muhabbetler edilir, türküler söylenir. “ Elma al olan da gel. Ayva nar olan da gel. Hasta düştüm gelmedin. Bari can veren de gel.”  sözleri bahçe aralarında yankılanıp gider. Hasatla  bitmez elma ağaçlarının işi.  Budama işlemi başlar.  Kimileri kendileri budar elmalarını. Kimileri ise  çevre köylerden  tecrübeli insanlara  gördürür bu işi.  Elma dalları yakacak olur uzun kış gecelerinde.  Elma bahçelerine kış mevsiminde  hayvan gübresi ve fenni gübre verilir.     

        Evlerin kuzey tarafına  istiflenen elmalar,  satılmak için ve tüketilmek için ikiye ayrılır. Çevreden küçük sermayeli tüccarlar satın almak için talip olurlar elmalara. Çok çetin pazarlıklar yapılır, peşin  veresiye.  Ford kamyonlar gelir  şehirden, kamyon kasalarına  üst üste yüklenir el emeği göz nuru  elmalar. Köyden korna çalarak uzaklaşır kamyon,  arkasında gözü yaşlı nice insanları bırakarak.  Uzun bir yola çıkar Bozkır elması İstanbul’a doğru.  Tıpkı sahibi olduğu insanların kaderi gibi.  Gurbet çilesini  elmalar da,  sahipleri ile birlikte yaşar İstanbul  sokaklarında. İstanbul halkına gıda ve şifa olan elma, Bozkır insanının geçim kaynağıdır.       

Mustafa Şen
22 Ocak 2014
Selçuklu/Konya

YORUM GÖNDERYORUM GÖNDER
  Adınız Soyadınız :
  Mesajınız :
Not : Lütfen küçük harf kullanınız. Maksimum 500 karakter

Önemli Not : Gönderilen mesajlar sistem tarafından kayıt altına alınmakta olup site yöneticileri tarafından görülmektedir. Lütfen bu hususa dikkat edelim ve başkalarını rahatsız edici mesajlar göndermeyelim.
Sayfa Üretim süresi :0,3516

© 2011 bozkirkarabayirkoyu.com
Karabayır Köyü Web Portalı http://www.bozkirkarabayirkoyu.com

Tam Ekran